TÜRKİYE DE ENDÜSTRİYEL ORMAN PLANTASYONLARININ TESİS VE GELİŞTİRİLMESİ PROJESİNİN HEDEFİ:

Halen mevcut olan bozuk ve verimsiz orman alanlarından uygulama hedefi olan yılda 40.000 hektar büyüklüğünde endüstriyel orman plantasyonu tesis edildiğinde, 25 yıl sonra 1 milyon hektara ulaşan endüstriyel orman plantasyonu alanlarında her yıl yaklaşık 18 milyon m3 odun hammaddesi üretimi gerçekleştirebilir. Aynı miktarda hammaddeyi 20 milyon hektar genişliğindeki doğal ormanlarımızdan ürettiğimiz düşünülürse, endüstriyel orman plantasyonunun ne denli verimli bir kaynak olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Bu çapta bir üretimin 25 yıllık idare süresi sonunda net karının, 45 milyar $ civarında olması beklenmektedir. Bununla birlikte her yıl ithal edilen odun hammaddesinin maliyetinin 75 milyar $ olduğu düşünüldüğünde, endüstriyel orman plantasyonu yatırımlarının ülke ekonomisine 25 yılda 120 milyar $’ tutarında katkı sağlayabileceği ortadadır.

Başarılı bir devlet-özel kesim işbirliği, endüstriyel orman plantasyonlarını önümüzdeki yıllarda ülkemizin önemli bir sektörü konumuna taşıyabilecektir. Endüstriyel orman plantasyonu projelerinin yaşama geçirilebilmesi için gereken bilgi-teknoloji-emek potansiyeli ülkemizde fazlasıyla mevcuttur.

Endüstriyel ağaçlandırma konusunda dünyada ki örneklerine bakıldığında özel sektörün devlet ormancılığına göre daha başarılı olduğu görülmektedir. Ülkemizde özel sektörün endüstriyel ağaçlandırmalara ilgi göstermesi, ancak devletin teşvik ve desteklemesiyle mümkündür. Çünkü yegâne arazi kaynağı OGM tasarrufundadır. Zaten geri dönüşü çok uzun vadeli bir yatırımın hiç cazip olmadığı ülkemizde, arazi temin garantisi olmadan ve cazip kredi desteği verilmeden özel endüstriyele ağaçlandırmaların beklenen seviyelere ulaşması oldukça zordur. Zira ENAT AŞ’nin 15 yıllık geçmişinde birçok kez değişen özel ağaçlandırma yönetmeliği, hem arazi tahsisleri hem de ağaçlandırma kredisi yönüyle halen beklenen amaca hizmet etmekten çok uzaktır.

Ülkemiz de, başta lif yonga, kâğıt ve ambalaj sanayiinin temsilcileri ile odun hammaddesi kullanan işletmelerin iştirak edeceği girişimlerle endüstriyel ağaçlandırmaların yaygınlaştırılması öncelikli hedefimiz olmalıdır. Son yılarda gerçekleştirilen Ormancılık Şuralarında Ormanlarımızın gelecek on yıllarda ki en önemli sorununun odun ham maddesi açığı olduğu kabul edilmiş, devlet ve özel sektör tarafından endüstriyel ağaçlandırmaların tesisi ve yaygınlaştırılması kararları da alınmış olmasına rağmen, özel sektörün bu anlamda ki yatırımlara sıcak bakmamasının nedenleri arasında;

  • Yatırımın geri dönüş süresinin çok uzun olması, ENAT endüstriyel ağaçlandırma uygulamasına kadar, OGM tarafından çok az da olsa yapılmış uygulamalarda idare süresi asgari 25-30 yıl iken ENAT uygulamalarında bu süre 15 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre yatırım için biraz daha makul süredir.
  • Ülkemizde, kısa sürede sadece kar amacı gütmeden, ayni zaman doğaya da hizmet etmek amacı gayesiyle yatırım yapabilecek yatırımcının çok nadir olması, ENAT uygulaması görüldüğü için, belki bundan sonra Ali Nihat Gökyiğit gibi ülkemiz için geleceğimize yatırım yapabilecek iş insanları çıkabilir.
  • Orman Bakanlığı’nın oturmuş, güven veren mevzuatının olmaması, OGM işe başladığımız 2005 yılından bu yana en az 10 kez mevzuat değişikliği yapmış, özellikle odun üretim maksatlı endüstriyel ağaçlandırmalar için arazi tahsisleri konusunun hala netleşmemiş olması en önemli sorunlar arasındadır.
  • Endüstriyel ağaçlandırmalar için en önemli sorun olan arazi temin sorununun giderilememiş olması, küçük bir endüstriyel ağaçlandırma yatırımı için, 15 yıl süreyle her yıl asgari 50 hektar olmak üzere bitişik veya bir birlerine çok yakın toplam 750 hektar araziye ihtiyaç vardır. Aksi halde denetleme koruma gibi işletme giderleri çok pahalıya mal olur. Bu araziler tapulu, hazine ve/veya orman arazileri olabilir. Hızlı gelişen orman ağacı türlerle endüstriyel ağaçlandırma, sadece Karadeniz, Eğe, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde yapılabilir, bu bölgelerimizde her yıl 50 hektarlık arazi temin etmek hiç mümkün değildir. Mümkün olsa da yatırımın ekonomik olması imkânsızdır. Ayni yerde 750 hektarlık hazine arazisi bulup kiralanması mümkün değildir 750 hektar sahayı bir seferde kiralamış olsanız her yıl 50 hektarını kullanırken geriye kalan kısmına boşuna ücret ödenecektir. Sadece 15 hektar saha kiralanacak olursa, gelecek yıllarda yatırım yapılan bu arazinin bitişiğinde veya yakınında başka bir arazi bulunması söz konusu olamaz. En doğru ve tek arazi kaynağı bozuk baltalık ve bozuk koru orman arazileridir. OGM endüstriyel ağaçlandırma yatırımı yapmak isteyen yatımcılardan çok geniş kapsamlı ve ağır cezai hükümleri olan noter onaylı taahhütname alarak sunulan mastır plandaki arazi miktarına göre talep edilen bölgede 15 yıllık bedelsiz ön arazi tahsisi yapmalıdır. Her yıl planda ön görülen miktarda ki arazinin kesin tahsisi verilmelidir. Yatırımcı her yıl arazi arayışı içinde olmamalı, 15 yılda gerekli olacak arazi tahsisi konusunda devlet garantisi alarak yatırımlarını gerçekleştirebilmelidir.
  • Teşvik ve desteklemelerin yeterli olmaması ve kredi uygulamalarının çok sık değiştirilmesi, 2005 yılında orman ağacı türleriyle yapılacak ağaçlandırmalara proje yatım bedeli kadar geri ödemesiz kredi verirken, birkaç yıl sonra kredi miktarı her projeye 100 bin TL ile sınırlandırıldı. İster 20 hektar ister 200 hektarlık yatırım olsun, ikisinde verilen kredi miktarı 100 bin TL olarak devam ederken birkaç yıl önce kredi uygulaması tekrar değiştirilerek her projeye yatırım bedelinin % 25 kadar hibe kredi verilmeye başlandı.
  • Bütün dünyada özel sektöre endüstriyel ağaçlandırmalarının devlet tarafından yapılanlara göre daha başarılı olduğu bilinmektedir. Çünkü Devlet işletmelerinde ki sevk ve idare, takdir ödüllendirme veya cezalandırma, eleman istihdamı tercihi özel sektörde ki gibi esnek ve özgür değildir. Orman işletmelerinde sık, sık atamalar veya yer değiştirmeler, proje uygulamalarında aksaklıklara sebep olmaktadır. Başarısız olan bir uygulamacıyı birinci derece amirinin görevden alması, yerine başka birisinin atanması mümkün değildir. ENAT yönetim kadrosu 15 yıldan beri değişmemiştir. Değiştirilmesi icap ederse ayni gün değiştirilebilir. Devlet sektörlerinde ayni kariyere sahip ayni işleri yapan her memur ayni ücreti alırken özel sektörde ki ücret miktarı başarıya göre belirlenir. Başarısız çalışanın işi akdi sonlandırılır.
  • Devlet tarafından yapılan endüstriyel ağaçlandırma faaliyetleri toplum baskısı altındadır. OGM de Endüstriyel ağaçlandırmaya uygun olan bir ormanlık alanın boşaltılıp endüstriyel ağaçlandırma sahası olarak tefrik edilmesi veya 15 yılda gaye çapına ulaşan bir ağaçlandırma sahasının yeniden ağaçlandırılmak üzere tıraşlama kesilmesi basının dolayısıyla toplumun hatta siyasetin çok şiddetli eleştirisine sebep olacağı için proje maksadına ulaşamayacaktır. OGM endüstriyel ağaçlandırmanın maksadını hedefini topluma çok iyi izah etmesi gerekir. ENAT ağaçlandırma sahalarında boşaltma kesimleri başladığı için ENAT projesi örnek gösterilerek toplum bilinci oluşturulabilir.

Şayet odun hammaddesi konusunda başka ülkelere bağımlı olup, her yıl milyon dolarlar ödemek istemiyor, doğal ormanlarımızın ve kurulu kapasiteleri Avrupa ölçeğinin üzerine çıkmış olan lif yonga ve kâğıt sektörümüzün geleceğini düşünüyorsak kendi hammaddemizi dışa bağımlı olmadan kendi topraklarımızda üretebilmeliyiz.   

ENAT A.Ş HEDEFİ;

  • Her yıl asgari 100 Hektar olmak üzere 15-17 yıl boyunca toplam 1500 hektar sahada özel endüstriyel ağaçlandırma yapmak,
  • 2020 yılından itibaren her yıl lif- yonga, kâğıt ve ambalaj sanayinin ihtiyacı olan İnce çaplı odun üretmek,
  • Fidan dikim tarihinden itibaren asgari, 15-17 yıl sonra, son hâsıla kesimi yapıp, boşaltılacak sahaları yeniden ağaçlandırmaktır. ( Ağaç tarımı yapmak )

Bu hedeflerin 2005-2019 yılları arasında ki ilk dönemi gerçekleştirilmiş, hedeflenen 1500 hektar saha sahil çamı ve kızılçam türleriyle ağaçlandırılmıştır. 15 yaşına gelen ilk sahil çamı sahası 2019 yılında boşaltılmış olup 2020 yılından itibaren her yıl boşaltılacak bir sahadan elde edilecek lif yonga odunları, yonga levha sektörüne sunulacaktır.

İkinci dönüş olan 2020-2034 dönemi başlamıştır. Bu dönemde yeni arazi ihtiyacımız yoktur. Sahilçamı sahaları 15, kızılçam sahaları 17 yaşına geldiğinde boşaltılıp yeniden dikilecektir.

Üçüncü dönüş dönemi olan 2035-2049 yıllarında yeni dikim yapılmayacak ikinci dönemde dikilmiş olan sahaların boşaltılmasıyla elde edilecek lif yonga odunları pazarlanırken badem bahçelerinde ki üretim 2050 yılına kadar aralıksız sürdürülmüş olacaktır.

2050 yılından sonra arazi tahsis süreleri uzatılacak olur ve şirkette faaliyetine devam edecek olursa üçüncü dönemde de ayni araziler dikilebilir.